Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump‘ın bu hafta alınan bir kararla, Rusya’nın iki dev petrol şirketi Rosneft ve Lukoil’e yaptırımlar uygulanması kararı, küresel petrol arzındaki artışa paralel olarak geldi. Bu hamle, Moskova’nın savaş bütçesini zayıflatmayı ve Kremlin’i Ukrayna’daki çatışmayı çözümlemeye teşvik etmeyi amaçlıyor.
Petrol Bolluğu ABD’yi Cesaretlendirdi
ABD Hazine Bakanlığı’nın beklenmedik kararı, son dönemlerde yapılan en net politika değişikliği olarak kabul ediliyor. Amerika’nın enerji devlerini hedef alması, küresel petrol fiyatlarındaki keskin düşüşün sağladığı rahatlama ortamından yararlanıldığını gösteriyor.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, küresel petrol arz fazlası bu aydan itibaren günde 3,2 milyon varile kadar artacak. Bu ise ajansın önceki tahminine göre 1 milyon varil fazla demek.
Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikaları Merkezi Direktörü Jason Bordoff, bu durumu şöyle özetledi:
Brent Petrolün 5 Aylık En Düşük Seviyesi
Yaptırımlar açıklanmadan önce, Brent petrol fiyatı varil başına 60 dolar civarında seyrediyordu, yani Biden dönemi ortalama fiyatı olan 80 dolardan 20 dolar aşağıda.
Şeyl gazı üreticisi Pioneer Natural Resources’un eski CEO’su Scott Sheffield, Trump’ın bu hamlesini şu şekilde değerlendirdi:
ABD’de benzin fiyatları galon başına 3 doların altına gerileyerek son dört yılın en düşük seviyesine ulaştı. Bu durum, Trump için enflasyonla mücadelede önemli bir siyasi koz niteliği taşıyor.
Rusya’ya Yönelik Baskı: Çin ve Hindistan da Hedefte
Yeni yaptırımlar, Beyaz Saray’ın gelecek haftalarda Çin ve Hindistan’ın bankalarına dolaylı yaptırımlar uygulama niyetinin de önünü açtı. ABD, bu bankaların Rus enerji firmalarıyla olan bağlarını kopararak dolar erişimlerini kısıtlamayı hedefliyor.
Yaptırım uzmanı Jeremy Paner, bu adımın önemini şu şekilde açıkladı:
Biden Döneminde Dengeli Strateji Benimsenmişti
Biden yönetimi, 2022’deki savaşın başlamasının ardından hem Ukrayna’ya destek verip hem de enerji fiyatlarının kontrol altında tutulmasını hedefliyordu. Ancak benzin fiyatlarının 5 doları geçtiği dönemde bu strateji büyük eleştirilere maruz kalmıştı.
Biden’ın enerji diplomasisinden sorumlu isim Amos Hochstein, Trump’ın yeni yaptırımlarına temkinli yaklaşıyor:
Putin’e Karşı Sabır Tükendi
Trump yönetimi başlangıçta Putin ile ilişkileri sürdürmeye yatkındı. Ancak Ukrayna’da ilerleme sağlanamaması ve Kremlin’in tavizsiz tavrı sabrı taşırdı.
America First Policy Institute Başkan Yardımcısı Fred Fleitz, “Trump, görüşmelerin işe yaradığına inandığı sürece sabırlıydı. Ancak her şeyin bir sınırı var,” yorumunda bulundu.
Riyad-Washington İttifakında Yeni İşbirliği
Analistlere göre, Trump’ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile yakın ilişkisi de bu stratejik değişimi kolaylaştırdı.
OPEC+ ülkeleri, Trump’ın talebi üzerine Nisan ayından itibaren üretimi artırarak fiyatları düşürmeye başladı. Bu hamle, enflasyonu kontrol altında tutmayı ve Rusya’nın enerji gelirlerini azaltmayı amaçlıyordu.
ClearView Energy Partners’tan Kevin Book, bu süreci “Batı ittifakı içinde koordineli bir yaptırım dalgası” olarak nitelendirdi:
Scott Sheffield da benzer bir değerlendirme yaptı:
Kaynak: Financial Times
Atilla Yeşilada ve Güldem Atabay tarafından hazırlanan özel raporlarımıza abone olmak ister misiniz? Raporlarımız kurumsal müşterilere yöneliktir. Abonelik ücretlidir. Detaylı bilgi için bizimle iletişime geçin: [email protected]